22 Ekim 2008 Çarşamba

KADİR GECESİ

Mübarek gün ve geceler toplumumuzda büyük şevk ve iştiyakla kutlanan gecelerdir. Bu geceler bayram havası içerisinde geçmektedir. İşte bu gecelerden biri de Kadir gecesidir. Kadir; değer, kıymet ve itibar demektir. Bu geceye Kadir Gecesi denilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır. Zaman ve mekanlar; kendilerinde meydana gelen önemli olaylarla değer kazanırlar. Kadir Gecesini bu derece değerli kılan en önemli sebep de Kur’ân-ı Kerîm’in bu gece indirilmeye başlanmış olmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in nüzulü ve Peygamberimizin insanlığa son peygamber olarak gönderilmesi, dünya tarihinin en önemli hadisesidir.
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْر وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْر لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍتَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّنكُلِّ أَمْر سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesi’nde indirdik. Kadir gecesi’nde olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” [1]
İslam alimleri Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. gecesi olduğu konusunda ittifak etmiş olmalarına rağmen, İslâm kaynaklarında belirtildiğine göre Allah Teâlâ bir takım hikmetlere dayanarak Kadir gecesini ve onun dışında daha bazı şeyleri de gizli tutmuştur. Bunlar: Cuma günü içerisinde duanın kabul olacağı saat; beş vakit içerisinde Salât-ı vusta; ilâhî isimler içerisinde İsm-i Azam; bütün taatlar ve ibadetler içerisinde rızay-ı ilâhî; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölümdür. Bunların gizli tutulmasından maksat mü'minlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamaktır. Mü'minler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir.
Kadir Gecesini gereği gibi anlayıp hakkıyla değerlendirmenin yolu, Kur’ân-ı Kerîm’in eşsiz mesajlarını anlamaktan geçer. Bu itibarla, Kadir Gecesi Kur’ân-ı öğrenme ve Rasûlüllah’ı tanıma, onların öngördüğü fazilet ilkeleri doğrultusunda yaşama ve her türlü kötülüğü terk etme vesilesi kabul edilmelidir.
Zira, insanlara dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamayı hedefleyen ve manevi varlığımızı karartan her türlü olumsuzluktan arındırarak, bizi üstün ahlâkî değerlere yönelten Kur’ân’dır. O’nun getirdiği ilke ve prensiplerin özünde aydınlık, hoşgörü, dostluk ve kardeşlik vardır. O, insanlar arasında sevgi, uzlaşma, yardımlaşma, kardeşlik ve istikrarı sağlayacak; fert ve toplum planında pek çok ahlâkî ve sosyal problemin hak ve adalet çerçevesinde çözülmesine ışık tutacak ve insanlara gelişme yollarını göstererek onları geleceğe hazırlayacak ilâhî ölçüleri içeren bir kitaptır.
Kur’ân’ın bu özelliği, “Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler”[2] “Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz....”[3] Ayetleriyle dile getirilmektedir.
Ayrıca bu geceyi, namaz kılarak, Kur'ân-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua yaparak değerlendirmeli, geçen hayatımızın Kur’an ve Sünnet’e uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalıyız.
Dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız. Böyle hayırlı sevaplı ameller için bu gece büyük bir fırsattır.
Bu nedenle manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, dolayısıyla, yaklaşık 80 küsur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden gerektiği şekilde istifade etmeliyiz. Sayısız manevî güzelliğin yaşandığı ve mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gecede; özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı artırmaya, kötü davranışlardan uzaklaşarak kalbimizdeki manevî kirleri temizlemeye çalışmalıyız.
Bu gibi mübarek gün ve geceleri değerlendirirken gözden uzak tutulmaması gereken bir durum ise, ibadet ve taatlerimizi sadece bu geceye hasretmemeli, her zaman Allah’ın kulu ve Hz. Muhammed (sav)in ümmeti olduğumuzu hatırda tutup, ona göre hayatımızı yönlendirmeliyiz. Efendimiz (s.a.v.)e hangi amelin daha hayırlı olduğu sorulduğunda “Az da olsa devamlı olanı” buyurmuştur.
Müberek gün ve geceler toplumsal hayata pek çok yönden katkı sağlamakta, bu gün ve geceler vesilesi ile insanlar birbirlerini ve yakınlarını aramakta, yetimler ve fakirler gözetilmekte, hastalar ziyaret edilmekte ve dargınlar barışmaktadır.

V. KONU İŞLENİRKEN BAŞVURULABİLECEK BAZI HADİSLER
عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ عَلِمْتُ أَىُّ لَيْلَةٍ لَيْلَةُ الْقَدْرِ مَا أَقُولُ فِيهَا قَالَ ‏"‏ قُولِي اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي ‏"‏
Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (sav)'e: "- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. Rasûlüllah (sav):" Allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu[4]
عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ص قَالَ ‏"‏ تَحَرَّوْا لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِي الْوِتْرِ مِنَ الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ مِنْ رَمَضَانَ ‏"‏‏
Hz. Aişe (sav) den: Peygamber şöyle buyurdu: Kadir gecesini Ramazanın son on gününün tek gecelerinde arayınız.[5]
عَنْ زِرَّ بْنَ حُبَيْشٍ، يَقُولُ سَأَلْتُ أُبَىَّ بْنَ كَعْبٍ - رضى الله عنه - فَقُلْتُ إِنَّ أَخَاكَ ابْنَ مَسْعُودٍ يَقُولُ مَنْ يَقُمِ الْحَوْلَ يُصِبْ لَيْلَةَ الْقَدْرِ ‏.‏ فَقَالَ رَحِمَهُ اللَّهُ أَرَادَ أَنْ لاَ يَتَّكِلَ النَّاسُ أَمَا إِنَّهُ قَدْ عَلِمَ أَنَّهَا فِي رَمَضَانَ وَأَنَّهَا فِي الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ وَأَنَّهَا لَيْلَةُ سَبْعٍ وَعِشْرِينَ ‏.‏ ثُمَّ حَلَفَ لاَ يَسْتَثْنِي أَنَّهَا لَيْلَةُ سَبْعٍ وَعِشْرِينَ فَقُلْتُ بِأَىِّ شَىْءٍ تَقُولُ ذَلِكَ يَا أَبَا الْمُنْذِرِ قَالَ بِالْعَلاَمَةِ أَوْ بِالآيَةِ الَّتِي أَخْبَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا تَطْلُعُ يَوْمَئِذٍ لاَ شُعَاعَ لَهَا ‏.‏
Zir b. Hubeyş diyor ki, Übey b. Ka'b'a sordum: Kardeşin Abdullah b. Mes'ud: "Yıl boyunca ibadet eden Kadir gecesine isabet eder" diyor, dedim. Übey b. Ka'b dedi ki: "Allah İbn Mes'ud'a rahmet eylesin. O, insanların Kadir gecesine güvenmemelerini istemiştir. Yoksa Kadir gecesinin, Ramazanda, Ramazanın da son on günü içerisinde yirmi yedinci gecesinde olduğunu biliyordu" dedi."- Bunu neye dayanarak söylüyorsun, Ey Ebü'l-Münzir (Übey b. Ka'b'ın lakabı)" dedim. Übey;"- Ben bunu Rasûlüllah (s.a.s)'in bize haber vermiş olduğu alametle söylüyorum ki, o da, "o gün güneş şuasız olarak doğar" dedi [6]


VI. YARALANILABİLECEK BAZI KAYNAKLAR
1- DİA Kadir Gecesi maddesi
2- Buhârî, Kitabü Fadl-i Leyleti’l-Kadr.
3- M. Asım Köksal, Kadir Gecesi.
4- S. Daim Duran, Mübarek Geceler
5- Kazım Öztürk, İslamda Kutsal Gün ve Geceler
[1] Kadr, 97/1-5.
[2] İsrâ, 17/9.
[3] İsrâ, 17/82.
[4] Tirmizî, “Deavât”, 84.
[5] Buhari, Leyletü’l-Kadr, 3.
[6] Müslim, Sıyam, 220.