15 Nisan 2008 Salı

KURBAN İBADETİ

Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey anlamına gelen “kurban” kelimesi, maddi ve manevi her türlü yakın olmayı ifade eder. “Secde et ve Rabbine Yaklaş” ( Alak,19) ayetinde geçen “yaklaş” anlamındaki “ikterib” kelimesi “kurban” kökünden gelir.
Özel anlamda kurban; Allah’a yaklaşmak/ ibadet etmek amacıyla belirli şartları taşıyan bir hayvanı usulüne uygun olarak kesmektir. Bu niyetle kesilen hayvana da “kurban” denir.
Kurban İbadetinin Tarihi; insanlık tarihi kadar eskidir. Habil ile Kabil’in kurbanları; “Ey Peygamberim! Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku! Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. ..” ( Maide 27) Kur’an’da Habil ile Kabil’in kurbanlarının mahiyeti bildirilmemekte ancak birinin kurbanının kabul edildiği, diğerinin edilmediği açıkça ifade edilmektedir.
Hz. İbrahim’in Kurbanı; İbrahim peygamber, yüce Allah’tan kendisine Salih bir çocuk vermesi için dua eder. Bu dua üzerine Allah ona, uysal, halim selim bir çocuk verir. Çocuk büyür nihayet çalışabilecek bir yaşa gelince İbrahim (as) Zilhicce ayının 8,9, ve 10. gecelerinde rüyasında oğlunu kurban ettiğini görür. İlahi vahye dayalı, bu kesin bilgi üzerine oğlu İsmail’e ip ve bıçak almasını, ormana oduna gideceklerini söyler. Bu her zaman yaptıkları işlerden biridir. İp, balta ve bıçak alırlar. Mekke civarındaki, Mina mevkiine varınca rüyasını oğluna anlatır. “Yavrum, ben rüyamda seni kurban ettiğimi, boğazladığımı gördüm, ne dersin bir düşün bakalım” der. İsmail hiç tereddüt etmeden “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” Karşılığını verir. Bunun üzerine İbrahim (as) oğlu İsmail’i yüzüstü yere yatırır. Birkaç defa kesmeyi dener, fakat bıçak kesmez. İbrahim peygamber zor ve büyük sınavı kazanmıştır. Yüce Allah İbrahim peygambere şöyle seslenir.
“Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz görevini en güzel biçimde yapanları böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” Yüce Allah güzel bir koç verir, İbrahim peygamber bu koçu kurban eder. Kur’an’da bu husus şöyle ifade edilir: Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık.” (Saffat 100-110) Hadislerde kurban bayramında kesilen kurbanlar “Udhiyye” kelimesiyle ifade edilmiştir. Özel anlamda kurban ibadetini yerine getirebilmek için kurbanlık bir hayvanın kurban bayramı günlerinde usulüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Kur’an’da bu husus zebh, nahr ve mensek kelimeleriyle ifade edilmiş, kurbanın etinin yenilmesinden ve fakirlere verilmesinden söz edilmiştir. Dolayısıyla kurbanlık hayvanı kesmeden bedelini fakirlere vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Şu ayetler bu gerçeği açıkça ifade etmektedir:
“Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları sizin hizmetinize verdik. (hac, 36)
“Elbette kurbanlıkların ne etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız ve ihlâsınız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. Görevlerini işlerini ibadetlerini en güzel biçimde yapanları müjdele.( Hac 37)
“Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye bir ibadet yeri (kurban kesme) yaptık. Şimdi sizin ilahınız tek bir ilahtır. O halde yalnız ona teslim olan Müslümanlardan olun.( Hac, 34) şeklinde ifade edilmektedir. Mesela kurban ibadeti, İslam öncesi Arap toplumunda “atire” adı verilen koyun Recep ayının ilk on gününde putlara kurban edilirdi. Yahudilikte bağış anlamında “minha” ( Levililer,2 ; Tenvin, 4/3), “gorban” ve “zebah” kelimeleri ifade edilmiş, kesilecek hayvanın özellikleri, hayvanı kesmek ve bağışta bulunmak Tevrat’ta anlatılmıştır.
Ayetten anladığımız önemli diğer bir husus da şudur: Kurban kesmenin manası Allah’ın emrine teslim olmaktır.
Kurbanın; adak kurbanı (farz), temettu ve kıran haccı yapanların kestiği hedy kurbanı (vacip) , hacda kesilen ceza kurbanı ( vacip) ,ölü için kesilen kurban (vasiyeti varsa vacip), kurban bayramında kesilen kurban Udhıyye (vacip- sünnet), şükür kurbanı ( müstehab), buluğ çağına kadar çocuk için kesilen
Udhıyye; Kurban Bayramında kesilen kurbana (Udhıyye) , Kevser suresinin 2. ayetinde işaret edilir. : “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” ayette geçen “venhar” emri kesin olarak kurban kes anlamına gelmez. Çünkü nahr kelimesi çok anlamlı sözcüklerden biridir. Venhar cümlesi a) kurban bayramı günlerinde kurban kesmek anlamlarına geldiği gibi b) namazda göğüs hizasında sağ eli sol eline koymak c) Tekbirde elleri göğüs hizasına kaldırmak d) Namazda göğsü ile kıbleye dönmek e) Mina’da deve kurbanı kesmek anlamlarına da gelir.
Kurban bayramı günlerinde mukim ve dinen zengin olan her müslümanın kurban kesmesi vaciptir.
Enes b. Malik;
“Hz. Peygamber boynuzlu, alaca iki kurban kesti, Kurbanlarını bizzat kendi eli ile boğazladı boğazlarken besmele çekti ve tekbir getirdi., ayaklarını boynuzlarının üzerine koydu.” demiştir. Sahabeden Cündeb ibni Süfyan’ın bildirdiğine göre Bayram namazından önce keserse yerine başka bir kurbanı kurban kessin. Kim kurbanını kesmemişse, Bismillah diyerek kessin” buyurmuştur.
“Kimin kurban kesmeye gücü yeter de kurban kesmezse namazgâhımıza yaklaşmasın” ( Tirmizi, Edahi,18, İbn. Mace, Edahi, 2)
“Bugün ilk yapacağımız iş bayram namazını kılmaktır. Sonra gidip kurbanlarımızı keseceğiz. Kim böyle yaparsa benim sünnetime uymuştur. Kim bayram namazından önce kurban keserse bu aile fertleri için hazırladığı et olur. Bu kurban ibadeti olmaz.” Müslim, Edahi,7
Âdemoğlu Kurban bayramı günü Allah’a kurban ibadetinden daha sevimli bir ibadet işlemiş olmaz. Çünkü kurban, boynuzları, tüyleri ile birlikte getirilir. Kesilen kurbanın kanı yere düşmeden Allah katındaki yerine ulaşır. Nefsi kurban ile hoşnut edin.” ( Tirmizi, Edahi 1,IV,83 )
Sahabenin Kurban nedir? Sorusuna Peygamberimiz (sav),
“Babanız İbrahim’in sünnetidir.” Diye cevap vermiştir.
“Ey Allah’ın elçisi, kurban ibadetinden bize ne kadar sevap verilir?” sorusuna;
“Yünlerinin her bir kılına, on hasene sevap verilir.” Buyurmuştur. ( İbn. Mace)
Peygamberimiz (sav) Kızı Fatımaya, “kalk, kesilen kurbanın yanında hazır bulun, çünkü akan ilk kandamlası ile günahların bağışlanır.” Buyurmuştur. “ Hem bizim, hem de bütün Müslümanlar için” buyurmuştur.“Kim gönül hoşluğu ile Allah’tan sevabını umarak kurban keserse, bu kurban onun için cehennem ateşine karşı kalkan olur.” ( Taberani rivayet etmiştir)
Kurban Kesmekle Yükümlü Olanlar;
Hanefilere göre akıllı, buluğa ermiş, hür, mukim ve dinen zengin olan; Maliki, Şafii ve Hanbelîlere göre mukim veya misafir her Müslüman kurban kesmekle yükümlüdür.
Kurban ibadeti için dinen zenginlik ölçüsü, kişinin temel ihtiyaçları ve borçlarının dışında 80.18 gr. altın veya bunun değerinde para ve eşyaya sahip olmaktır. Kurban ibadetinde, zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve malın artıcı olması şart değildir. Misafirler misafirlikte iken kurban keserlerse kurban sevabını almış olurlar. Aynı şekilde üzerlerine vacip olmadığı halde fakirler de kurban keserlerse kurban sevabını almış olurlar.
Kurban İbadetinin Geçerli Olmasının Şartları
a) Kurban vaktinde kesilmelidir. Kurban kesme vakti, Hanefilere göre bayramın birinci günü,, bayram namazını kıldıktan sonra üçüncü günü güneş batımına kadardır.,Kurban zamanında kesilemezse bedeli tasadduk edilir, fakat kurban ibadeti yerine gelmiş olmaz.
b) Kesilecek hayvanın deve, sığır, manda, keçi cinsi, olmalı, deve 5, sığır ve manda 2, koyun ve keçi 1 yaşını ikmal etmiş olmalıdır. Bir yaşında görülen 6 aylık gürbüz kuzu kurban edilebilir. ( Ebu Davud,Dahaya, 5)
Koyunun erkeği (koç) faziletlidir. Deve, sığır ve manda en fazla yedi kişi tarafından ortaklaşa kesilebilir. Koyun ve keçi sadece bir kişi tarafından kurban edilebilir. Kurbanlık hayvan kesilmeden kaybolur veya ölürse yerine yeniden kurbanlık alınması gerekir.
c) Kurbanlık hayvan, sağlıklı, organları tam ve besili olmalı,
· Ölümcül hasta
· Çok zayıf
· İki veya bir gözü kör
· Kesim yerine yürüyemeyecek kadar topal
· Kulakları, boynuzları, kuyruğu ve memeleri kökünden kesik veya kopuk
· Doğuştan kulaksız
· Dişlerinin çoğu dökülmüş olmamalıdır.
d) Niyet ve ihlâs olmalıdır. Ortaklaşa kesilen kurbanda hepsinin niyeti kurban kesmek olmalıdır.
e) Kurbanı kişinin ya bizzat kendisi kesmeli veya kesebilecek birine vekâlet vermelidir. Peygamberimiz kurbanını bizzat kendisi kesmiştir. ( Ebu Davut, Dahaya 2)

Kurban Kesmenin Usulü
Kurbanlık hayvan, kurban kesim yerlerinde kesilmeli, cadde, sokak ve parklarda kesilmemelidir. Hayvan yüzü kıbleye gelecek şekilde eziyet edilmeden yatırılmalı, gerekiyorsa ayakları bağlanmalı, keskin bir bıçak ile besmele ile tekbir ile kesilmelidir.
Peygamber Efendimiz (sav) “Ben Hak’ka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah’a ortak koşanlardan değilim.” ( Enam 79) ve,
“ Şüphesiz benim namazım da diğer ibadetlerim de yaşamam da, ölümüm de, âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben Müslümanların ilkiyim. (En am, 162 -163)anlamındaki ayetleri okumuş ve “Bismillah Allahuekber”…………diyerek kurbanını kesmiştir. Kurban kesim esnasında etraf kirletilmemelidir. Çevreyi kirletmek imanla bağdaşmayan bir davranıştır. Kurban atıkları çöpe veya gelişigüzel bir yere atılmamalı, toprağa gömülmelidir.
Kurbanın yenilebilecek hiçbir şeyi zayi edilememeli, derisi hayır kurumlarına verilmelidir. Etinden aile fertlerine ve misafirlere ikram edilmeli, kurban kesemeyen fakirlere de tasadduk edilmelidir. Kurban kesenin, aile fertleri kalabalık, maddi durumu çok iyi değilse kurban etinin bir kısmını daha sonraki günlere saklayabilir. Peygamberimiz (sav);“Kurban kesebilenlerin, kesemeyenlere imkân sağlaması için kurban etlerinin üç günden sonraya bırakılmasını yasaklamıştım. Artık bundan böyle kurban etini yiyin. , yedirin ve daha sonraki günleriniz için saklayabilirsiniz.” buyurmuştur. ( Tirmizi, Edahi, 12) Kurban eti dağıtılırken, etin en iyi yerlerinden vermeye dikkat edilmelidir.
Kurban Kesmenin Kazanımları
Kurban kesen kimse, Allah ve Peygamberin emrine uymuş, kulluk bilincine erişmiş, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmiş olur. Çok sevap kazanmış, ahiret için azık hazırlamış olur.
Günahlarının bağışlanmasına ve Allah’ın af ve mağfiretine vesile olur.
Kurban etinin misafir ve komşulara ikramı fakirlere tasadduku sebebiyle sosyal yardımlaşma, bayram sevincini paylaşmayı sağlamış, sosyal adalete katkı sağlamış, paylaşma bilincini ve sevincini geliştirmiş olur.
Kişi kurban keserek nefsini cimrilikten korumuş olur.

II- Konu İle İlgili Bazı Ayetler

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَاناً فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
27. (Ey Muhammed!) Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, “Andolsun seni mutlaka öldüreceğim” demişti. Öteki, “Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder” demişti. 28. “Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” 29. “Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır.” 30. Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. 31. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?”dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu [1].
رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِين َ
100. “Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.”
101. Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. 102. Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. 103,104. Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!” 105. “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.” 106. “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” 107. Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. 108. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. 109. İbrahim’e selam olsun. 110. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. 111. Çünkü o mü’min kullarımızdandı [2].
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
1. Şüphesiz biz sana Kevseri verdik.
2. O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
3. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir[3].

III- Konu İle İlgili Bazı Hadisler

عن عائشة ؛ قالت: دخل علي أبو بكر وعندي جاريتان من جواري الأنصار. تغنيان بما تقاولت به الأنصار، يوم بعاث. قالت: وليستا بمغنيتين. فقال أبو بكر: أبمزمور الشيطان في بيت رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ وذلك في يوم عيد. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : "يا أبا بكر ! إن لكل قوم عيدا. وهذا عيدنا".
Hz. Âişe'den rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Hz. Âişe (r.a.) şöyle anlatmıştır:
"Bir defasında, Kurban Bayramı'nın ilk günlerinde Hz. Peygamber yanıma girdi. Yanımda, "Buâs" ezgilerini (def çalarak) okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp, yüzünü çevirdi. Derken babam Ebû Bekr (r.a.) içeri girdi. "Bu ne! Resulullah'ın (s.a.s.) yanında şeytan çalgıları mı?" diyerek beni azarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) ona dönerek, "Onlara dokunma" buyurdu. Ben de babam bir şeyle meşgul olunca kızlara işaret ettim, onlar da çıktılar[4].
Yine bir bayram günü Habeşîler kalkan ve mızrak oyunu oynuyorlardı. Bunlara bakmak için ya ben Hz. Peygamber'den izin istedim veya O "Bakmak istiyor musun?" diye bana sordu (iyice hatırlamıyorum). Ben "Evet" dedim. Bunun üzerine beni arkasında yanağım yanağına değecek şekilde ayak üstü durdurup, oyun oynayanlara "Haydi devam edin Erfideoğulları!" buyurdu. Nihayet ben usanınca Artık yeter mi?" diye sordu.
"Evet" dedim. "Öyleyse git!" buyurdular[5].Buhârî'nin diğer bir rivayetinde, Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekr (r.a.)'e "Ebu Bekr! her ümmetin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır" buyurarak bayramlarda yapılacak meşru eğlence ve sevinç gösterisinde bulunmaya izin vermişlerdir. Düğünlerde olduğu gibi, bayramlarda da sevinçli olduğumuzu açıkça göstermek için, İslâm'a aykırı olmayacak şekilde eğlenceler tertiplemek caizdir[6].
ينهى عن صيامين، وبيعتين: الفطر والنحر
Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber iki gün de oruç tutmaktan bizi nehyetti . Bunlar, Ramazan ve Kurban bayramlarıdır[7].
كان النبي صلى الله عليه وسلم، إذا كان يوم عيد، خالف الطريق
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Bayram günlerinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem farklı yollardan gidip dönerdi[8].

فَقَالَ ‏"‏ مَنْ كَانَ ذَبَحَ أُضْحِيَّتَهُ قَبْلَ أَنْ يُصَلِّيَ - أَوْ نُصَلِّيَ - فَلْيَذْبَحْ مَكَانَهَا أُخْرَى وَمَنْ كَانَ لَمْ يَذْبَحْ فَلْيَذْبَحْ بِاسْمِ اللَّهِ ‏ ‏.‏
Cundub b. Sufyan (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Kurban bayramı günü Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber hazır bulundum. Namazı kıldı, namazı bitirip de selam verince, namaz bitmeden önce kesilmiş olan bazı kurban etleri ile karşılaştı. Bunun üzerine: "Kim namazdan önce kurbanını kestiyse onun yerine bir kurban daha kessin. Kim kesmemiş ise besmele ile kessin" buyurdu[9].

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ قَالَ ‏"‏ مَنْ كَانَ لَهُ سَعَةٌ وَلَمْ يُضَحِّ فَلاَ يَقْرَبَنَّ مُصَلاَّنَا
Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın.[10]"

عَنْ نُبَيْشَةَ، الْهُذَلِيِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ أَيَّامُ التَّشْرِيقِ أَيَّامُ أَكْلٍ وَشُرْبٍ ‏"‏ ‏.
Nübeyşe el-Hüzeli (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Teşrik günleri, yeme-içme ve Allah'ı zikretme günleridir.[11]"

Bayramlarda yakın akraba ve komşularla görüşme konusunda Peygamberimizin tavsiyesi şudur:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ـ رضى الله عنه ـ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ‏"‏ مَنْ سَرَّهُ أَنْ يُبْسَطَ لَهُ فِي رِزْقِهِ، وَأَنْ يُنْسَأَ لَهُ فِي أَثَرِهِ، فَلْيَصِلْ رَحِمَهُ

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.[12]''

IV- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar

Konu ile ilgili ayetlerin tefsirlerine bakılabilir. (Örneğin Hak Dini Kur’an Dili ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Kur’an Yolu isimli eserlere bakılabilir.)
Konu ile ilgili hadisleri bulmak için Wensinck’in Concordance’ına eserine bakılabilir. Örneğin “Nahr” maddesi için bkz. VI/368-378 (Beril Matbaası, 1943-Leiden).
Diğer kaynaklara da müracaat edilmelidir. Örneğin:
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi “Kurban” maddesi XXVI/433-440
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi “Bayram” maddesi V/257-265


[1] Maide Suresi 6/27-31
[2] Saffat 37/100-111
[3] Kevser Suresi 108/1-3.
[4] Müslim, Salatu'l-îdeyn, 16 (I, 607)
[5] Buhârî, îdeyn, 2 (II, 2-3)
[6] Buhari, Tecrîdi Sarîh Tercümesi, III/157 (DİB Yay. Ankara- 1978)
[7] Buhârî, Savm, 66 (II, 249)
[8] Buhârî, Îdeyn 24 (c. II, s.11)
[9] Müslim, Kitabu’l-Edahî 1, ( II , 1551 ) Hadis No 1960
[10] İbn Mace, Edâhî, 2 Bu konuda mezhep imamlarının görüşleri için bkz.
es-Serahsî, Kitabu’l-Mebsût, XII/ 8; Şevkani, Neylü’l-Evtar, V/126.
[11] Müslim, Kitabu’s-Sıyam Babu tahrimi savmi eyyami’t-teşrik 23 (I, 800)
[12] Buhari, Edeb, 12 (VII, 72)