15 Nisan 2008 Salı

Miraç Kandili (İsra ve Miraç)

“İsra” ve “Mirac” ın Tanımı
İsra; Sözlükte gece yürüyüşü, geceleyin yaya veya binekli olarak yapılan yürüyüş anlamına gelir. Istılahta; Hz. Peygamber (s.a.s)'in gece Burak isimli bir binitle Mekke'den Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e götürülmesi hadisesidir. Buradan Hz. Peygamber Mi'raca çıkmıştır. İsrâ hadisesi Kur'an ile sabit olduğu için bu hadisenin inkârı mümkün değildir. Kur'an-ı Kerîm'de bu olay şöyle anlatılmıştır:
لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَه البَصِير ....
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” İsra 17/1
Ayet-i Kerimenin ifadesine göre isrâ hadisesi ruhanî bir hadise değildir. Hz. Peygamber bedeni ile birlikte Beyt-i Makdis'e götürülmüştür. İsrâ'dan sonraki safhanın, yani mi'rac hadisesinin yalnızca ruhanî olduğunu bazı âlimler söylemişlerdir. Bazı tefsirciler isrâ ve mi'rac hadisesini fiziki örneklerle, aklın anlayışına yaklaştırmaya çalışmışlardır. Fakat doğrudan doğruya ilahî bir ayet olan İsrâ'nın aklîleştirilmesi mümkün değildir.Benzeri görülmemiş bir olayı benzeri ile tasavvura kalkışmak tezat olur. O ancak müşahede ve haber ile bilinir . İsrâ hadisesinin, önemli bir diğer boyutu da, bu olaydan sonra Kudüs ve Mescidi Aksanın İslâm ümmetinin gözündeki öneminin daha da artmış olmasıdır.

Mirac: Arapça'da merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarını dile getirir. İslam'da Hz. Peygamber (s.a.s)' in göğe yükselerek Allah'ın huzuruna kabul edilmesi mucizesidir. Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur.
Mirac’ta Meydana Gelen Olaylar
Mirac olarak anılan bu yükselme olayı çok sayıdaki hadiste ayrıntılı biçimde anlatılır. Kur’an-ı Kerim’de de Necm suresinde bu olaylara işaret edilmiştir:Necm Suresi 1,2..Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.3..O, nefis arzusu ile konuşmaz.4..(Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. 5,6,7..(Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. 8..Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. 9..(Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. 10..Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. 11..Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. 12..(Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? 13..Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü. 14..Sidretü’l Müntehâ’nın yanında. 15..Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır. 16..O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. 17..Göz gördüğünden şaşmadı ve (onu) aşmadı. 18..Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü. (Necm 53/ 1-18.)
Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayını anlattı. Hz. Enes (radıyallahu anh) Malik İbnu Sa'saa (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara, Mirac'a götürüldüğü geceden anlatarak demiştir ki,"Ben Ka'be'nin avlusundan Hatim kısmında -belki de Hıcr'da demişti- yatıyordum, (bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim)Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. -Bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla [ve hikmetle] dolu, altından bir kap getirildi. Kalbim [çıkarılıp su ve zemzem ile] yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu.
Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'tı. .... Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril aleyhisselam beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını... (takiben) Hz. Adem aleyhiselam'ı gördüm.(Daha sonra) Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimasselam ile karşılaştım. Sonra Cebrail beni üçüncü semaya çıkardı.(Orada) Hz. Yusuf aleyhiselam'la karşılaştık. (Daha sonra) Hz. İdris, Hz Harun , Hz. İbrahim, (aleyhimüsselam) ile karşılaştım. ...
Sonra Sidretü'l-Münteha'ya çıkarıldım. .... Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselam'a uğradım. Ne ile emredildin?" dedi."Her gün beş vakit namazla!" dedim .” Buhari, Bed’ül- Halk, 6 (IV/77) , Müslim, İman, 264 (I/140-150)
Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i sınadılar. Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdiği bilgilerin doğruluğu müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi.
Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Sıddîk" lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti.

Allah (c.c.), Mirac gecesi, Efendimiz (s.a.v.) aracılığı ile, onun ümmetine bazı hediyeler gönderdi:
Beş vakit namaz, ki yukarıdaki hadise göre elli vakit sevabıyla ödüllendirilir. Efendimiz (s.a.v.), namazın (bu geceye atfen), müminin miracı olduğunu bildirmiştir. Efendimiz (s.a.v.)’in bu mübarek gecede Allah katına yükselip onunla buluşması gibi biz kullar da namazda Rabbimizle buluşur, konuşuruz. Ayrıca namaz kişinin manen yükselişine ve imanının korunmasına da vesiledir. Kulluğun tam bir ifadesidir. Kulun ilk hesaba çekileceği amelidir ve “Namaz dinin direğidir.”
Bakara Suresinin son iki ayetini Allah (c.c.), arada vasıta olmadan bizzat Habibi’ne bildirdi. Bu ayetleri biz “Amenerrasulü” olarak biliriz. Ayetlerde önce iman esasları bildirildikten sonra, biz aciz kullara müjdeler vardır. Kimseye gücünün yetmeyeceği bir şeyin sorulmayacağı, hatadan ve unutmadan dolayı hesaba çekilmeyeceği bildirilir. Yine bu ayetler biz aciz kullara nasıl dua edeceğimizi öğretir. “Ya Rabbi! Bizi unuttuğumuzdan ve hatayla işlediklerimizden hesaba çekme. Ya Rabbi! Daha önceki ümmetlerde olduğu gibi bize gücümüzün yetmeyeceği yükü yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et, sen bizim Mevla’mızsın! Bizi kafire karşı muzaffer eyle.
Allah (c.c.), Mirac gecesi Efendimiz (s.a.v.)’e ne dilerse vereceğini buyurmuş, Efendimiz de biz ümmetini dilemiştir. Kıyamet günü ümmetinin günahkar ve aciz olanlarına şefaat etme hakkı verilmiştir. Allah (c.c.) bunun yanı sıra bu hayırlı ümmetin salihlerine ve şehitlerine de akrabasına yakınlarına şefaat etme hakkı vereceğini bildirmiştir.

3. Mirac kandilini nasıl Değerlendirelim
Mirac olayının gerçekleştiği gece Müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Mirac kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.
Mirac kandilinin gündüzünü oruçla gecesini de ibadetle, Kur’an okuyarak ve dua ederek geçirmek çok sevaplıdır. Dualarımızda şuurlu bir Müslüman’a yakışır şekilde, ümmetin hayrı saadete kavuşması için dua edilmelidir.
Ayrıca dinimizde kutsal sayılan, birçok hikmetli olayların anıldığı bu özel günleri, biz hanımlar, ailemizin gündemine taşıyalım. Küresel emperyalizmin dayattığı özel günlerde hediyeleşmek yerine Efendimiz (s.a.v.)’in sünneti olan bu güzel adeti kandillerde yapalım. Arkadaş veya akraba gruplarıyla bir araya gelerek bu özel günlerin önemi ve hikmeti hakkında konuşalım. Çocuklarımızın bu konuşmalarda bulunmalarını ve sorular sormalarını temin edelim. Çocuklarımız için pasta börek gibi özel ikramlar hazırlayıp kutlama yapalım. Mübarek bir geceyi kutladığımızı anlatalım. Bu vesile ile onlara namazı ve duayı öğretelim.
Bu tür mübarek gün ve geceler maneviyatımızın kuvvetlenmesine, aile içi iletişimin, cemaatle yakınlaşmanın artmasına, çocuklarımıza dini eğitim vermemizin son derece kolaylaşmasına vesile olur. Bu mübarek günlerde uzaklardaki dostlar ve yakınlarımızla telefonlaşmak veya mesajlaşmak suretiyle konuyu bütün ümmetin gündemine taşıyalım.
Rabbim bu mübarek geceleri en güzel şekilde değerlendirmeyi, hakkıyla feyizlenmeyi nasip eylesin. Burada buluştuğumuz gibi bizleri Efendimiz (s.a.v.)’in Havz-ı Kevserinin başında buluştursun.(Amin)
III. Konu İle İlgili Bazı Ayetler:

Kur'an-ı Kerîm'in onyedinci sûresi olan İsrâ Suresi’nin İlk ayetlerinde Peygamberimizin Miracından bahsedildiği için “gece yürüyüşü” anlamına gelen “İsrâ “adını almıştır. Bu sureye "Subhân" ve "Benû İsrail" sûresi de denilmiştir. (Sure metni ve mealiyle yukarıda verilmiştir.)
Bir diğer delil ise Necm suresidir.
وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَﻰ 1 مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَى. 2 وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَى.3 إِنْ هُوَ إِﻻ وَحْيٌ يُوحَى . 4 عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَى.5 ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَى.6 وَهُوَ بِاﻷُفُقِ الْأَعْلَى.7 ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى.8 فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى.9 فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى.10 مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى. 11 أَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَى.12وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى.13 عِندَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى.14 عِندَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَى.15 إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى.16 مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى.17 لَقَدْ رَأَى مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى (Necm 53/ 1-18. ) 18
1,2..Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
3..O, nefis arzusu ile konuşmaz.

4..(Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.
5,6,7..(Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.
8..Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu.
9..(Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu.
10..Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
11..Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.
12..(Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
13..Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.
14..Sidretü’l Müntehâ’nın yanında.
15..Me’va cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
16..O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.
17..Göz gördüğünden şaşmadı ve (onu) aşmadı.
18..Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.


IV. Konu İle İlgili Bazı Hadisler

عن أنسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنه عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعةَ رَضِيَ اللّهُ عَنه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ # حَدَّثَهُمْ عَنْ لَيْلَةِ أُسْرِيَ بِهِ. قَالَ: بَيْنَا أنَا في الْحَطِيمِ، وَرُبَّمَا قَالَ في الْحِجْرِ مُضْطَجِعاً، زَادَ في رِوَايَةٍ: بَيْنَ النَّائِمِ وَالْيَقْظَانِ إذْ أتَانِي آتٍ فَشَقَّ مَا بَيْنَ هذِهِ. يَعْنِى ثُغْرَةَ نَحْرِهِ الى شِعْرَتِهِ؛ قَالََ: فَاسْتَخْرَجَ قَلْبِي، ثُمَّ أُتِيتُ بِطِسْتَ مِنْ ذَهَبِ مَمْلُوءٍ إيمَاناً. فَغُسِلَ قَلْبِي، ثُمَّ حُشِيَ، ثُمَّ أُعِيدَ، ثُمَّ اُتِيتُ بِدَابَّةٍ دُونَ الْبَغْلِ وَفَوْقَ الْحِمَارِ أبْيَضَ، هُوَ الْبُرَاقُ. يَضَعُ خَطْوَهُ عِنْدَ أقْصى طَرْفِهِ، فَحُمِلْتُ عَلَيْهِ. فَانْلَطَقَ بِى جِبْرِيلُ عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ حَتّى أتَى السَّمَاءَ الدُّنْيَا فَاسْتَفْتَحَ فإذَا فِيهَا آدَمُ عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ َ ،....) ثُمَّ( ؛ بِيَحْيَى عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ وَعِيسَى اﻟﺴﻻمُ ثُمَّ صَعِدَ بِي إلى السَّمَاءِ الثَّالِثَةِ فإذَا يُوسُفُ عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ... ... )ثُمَّ (..إدْرِيسُ عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ.
... )ثُمَّ( هَارُونَ عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ. ... )ثُمَّ( مُوسى عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ، ، ... )ثُمَّ( إبْرَاهِيمُ عَلَيْه اﻟﺴﻻمُ، ثُمَّ رُفِعْتُ الى سِدْرَةِ الْمُنْتَهى فَرَجَعْتُ فَمَرَرْتُ عَلى مُوسى عَلَيْهِ اﻟﺴﻻمُ. فَقَالَ: بِمَ أُمِرْتَ فَقُلْتُ.... أُمِرْتُ بِخَمْسِ صَلَوَاتٍ ...
Hz. Enes (radıyallahu anh) Malik İbnu Sa'saa (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara, Mirac'a götürüldüğü geceden anlatarak demiştir ki,"Ben Ka'be'nin avlusundan Hatim kısmında -belki de Hıcr'da demişti- yatıyordum, -bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim- Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. -Bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla [ve hikmetle] dolu, altından bir kap getirildi. Kalbim [çıkarılıp su ve zemzem ile] yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'tı. .... Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril aleyhisselam beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını... (takiben) Hz. Adem aleyhiselam'ı gördüm.(Daha sonra) Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimasselam ile karşılaştım. Sonra Cebrail beni üçüncü semaya çıkardı.(Orada) Hz. Yusuf aleyhiselam'la karşılaştık. (Daha sonra) Hz. İdris, Hz Harun , Hz. İbrahim, (aleyhimüsselam) ile karşılaştım. ...
Sonra Sidretü'l-Münteha'ya çıkarıldım. .... Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselam'a uğradım. Ne ile emredildin?" dedi."Her gün beş vakit namazla!" dedim .” Buhari, Bed’ül- Halk, 6 (IV/77) , Müslim, İman, 264 (I/140-150)

Namaz beş vakit olmakla birlikte elli vakit olduğu ifade edilir. Bu, "yapılan her hayrın Allah indinde en az on misliyle kabul edileceği"ni tebşir eden âyet-i kerîmeye uygun bir ihbardır: مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ اَمْثَالِهَا "Kim bir hayır işlerse işte ona bunun on katı var" (En'âm 6/160). Şu halde Resûlullah'a Mî'rac'ta farz edilen beş vakit namaz, mü'minin defter-i ameline on misliyle yani elli vakit olarak yazılmaktadır. Rabbimiz, namazın ehemmiyetini gereğince takdir etmemiz için elli vakit olarak farzetmiş, lütfunun, kereminin vüs'atini ifade için de beş vakte indirerek elli vakit olarak değerlendirmeye tabi tutmuştur.
.
وعن جابرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: لَمَّا كَذَّبَتْنِى قُرَيْشٌ قُمْتُ في الْحِجْرِ فَجَلَّى اللّهُ لِى بَيْتَ الْمَقْدِسِ فَطَفِقْتُ أُخْبِرُهُمْ عَنْ آيَاتِهِ وَأنَا أنْظُرُ إلَيْهِ. )خرجه الشيخان والترمذي .(
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Kureyş beni tekzib ettiği vakit, Hıcr'da doğruldum. Allah Teala hazretleri Beytu'l-Makdis'i bana tecelli ettirdi. Ben onlara onun alâmetlerini birer birer haber vermeye başladım. Ben Beytu'l-Makdis'e bakıyor hem de haber veriyordum." [Buharî, Tefsir, İsra 3; (V / 224) Müslim, İman 276, (I/156);


وَعَنْ أنسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ#: مَرَرْتُ لَيْلَةَ الْمِعْرَاجِ بِقَوْمٍ لَهُمْ أظْفَارٌ مِنْ نُحَاسٍ يَخْمِشُونَ بِهَا وُجُوهَهُمْ. فَقُلْتُ: مَنْ هؤُﻵَءِ يَا جِبْرِيلُ؟ فَقَالَ: هؤَُﻵءِ الَّذِﻳنَ يَأكُلُونَ لُحُومَ النَّاسِ وَيَقَعُونَ فِى أعْرَاضِهِمْ.

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Mîrac gecesinde, bakır tırnakları olan bir kavme uğradım. Bunlarla yüzlerini (ve göğüslerini) tırmalıyorlardı."Ey Cebrâil! Bunlar da kim?" diye sordum:"Bunlar, dedi, insanların etlerini yiyenler ve ırzlarını (şereflerini) payimal edenlerdir." [Ebû Dâvud, Edeb 40, (H.No:4878, ).( V/194)

V. Yararlanılabilecek kaynaklar
1-Elmalı'lı M. Hamdi Yazır , Hak Dini Kuran Dili , V, 3140-3216, VII. 4568- 4616
2- Konunun İslâmî rivâyetlerdeki durumu ile ilgili geniş bilgi için Ansiklopedi ve kaynak hadis kitaplarının İsrâ ve Mi'rac maddelerine bakabilirsiniz.
3-Bkz. Kütüb-ü Sitte Muhtasarı Tercüme Ve Şerhi, GOLDSOFT- AKÇAĞ CD si Mirac ve İsra Maddeleri.